top of page
  • Facebook
  • Twitter
  • YouTube

Permakültürle Döngüsel Ekonomide Sürdürülebilir Üretim ve Davranış Değişimini Şekillendiren Yaklaşım

Aybike Koşum

Ekonomi, yıllar içinde insanların seçimlerini ve yaşamlarını açıklamak için kullanılan en önemli araçlardan biri haline gelmiş bir çalışma alanıdır. Hem ülkeler arası ticaret ve finansal piyasalar gibi makro konular hem de piyasa dengesi ve marjinal fayda gibi mikro düzeydeki temalar, insanı ve onun yarattığı düzeni incelemede önemli bir rol oynar. Ancak bu süreçte, Sanayi Devrimi’nden teknoloji çağına kadar göz ardı edilen oldukça önemli bir faktör olmuştur: Çevre. Refah seviyelerini ve zenginliklerini artırmak isteyen sanayi ülkeleri, karbon salınımlarını göz ardı ederek yalnızca üretim ve tüketim üzerine kurulu sistemler ve piyasalar oluşturmuşlardır. Bu durumun sonuçları ise iklim değişikliği ve kaybolan ekosistem öğeleri (ya da biyoçeşitlilik) aracılığıyla kendini göstermektedir.

 



Yeraltı ve yerüstü doğal kaynakları kullanarak zenginleşen ülkeler, ekonomi bilimini hem bu kaynaklara daha fazla erişim, hem de onları lineer bir düzlemde tüketerek, ekolojik yıkıma neden olmuştur. Şimdilerde, alternatif ekonomik yaklaşımlar marifetiyle, dünya genelinde çevre tahribatının karşı karşıya olduğu sorunların çözümü için başvurulan bir araç haline gelme potansiyeli görünmektedir. Üretim ve tüketimin merkeze alındığı sistemler artık yeni ekonomik modellerden yararlanılarak yeniden kullanım ve sürdürülebilir üretim kavramlarına evrilmektedir. Ekonominin evrildiği bu döngüsel yaklaşım, aslında doğadaki döngülere benzemektedir. Doğadaki döngüleri esas alarak geliştirilen en önemli yöntemlerden bir tanesi de permakültürdür. Kalıcı kültür anlamına gelen permakültür; dünyayı, insanlığı ve kaynakların adil dağıtımını esas alarak yaşamın her alanında uygulanabilecek bir gelenek oluşturmayı hedefler. Enerji kullanımından su yönetimine kadar, permakültür yaşamın her alanında doğa ile uyum içinde ve uzun vadeli kullanımı ve tasarrufu esas alır. Permakültürün özünde insanın çevre ile uyum içinde yaşaması bulunmaktadır.




 

Her ne kadar Türkiye permakültür alanında gelişme kaydetmeye başlamış olsa da, konu sürdürülebilirlik ve çevre olunca akla ilk gelen ülkelerin başında bir Avrupa ülkesi olan Almanya gelmektedir. Lise onuncu sınıftayken bu ülkeye yaptığım değişim gezisi, beni Almanya’daki permakültür ilkeleriyle yapılan uygulamalar konusunda bir araştırma yapmaya teşvik etti. Araştırmamın odak noktası ise neden Almanya vatandaşlarının büyük bir çevre bilinciyle hareket ettiği ve bu duruma sebep olan faktörlerin neler olduğuydu. Davranışsal iktisat açısından incelediğim bu durum, beni permakültür kavramını da yakından ilgilendiren bazı çıkarımlara yönlendirdi. Yazının devamında yaptığım araştırmadan ve permakültürün öneminden bahsedeceğim.

 

Öncelikle, araştırmamı Almanya’da yaşayan vatandaşların çevre dostu davranışlarını birkaç farklı noktadan değerlendirme üzerine kurdum. Çevre dostu davranışları, Planlanmış Davranış Teorisi’nin bir davranışa sebep olduğunu ileri sürdüğü tutum, subjektif normlar, niyet ve sonuç üzerinde algılanan kontrol temaları üzerinden irdeledim. Bu konuda en etkili motivasyon kaynaklarından birinin Almanya hükümeti tarafından geliştirilmiş teşvikler olduğunu tespit ettim. Bu teşvikler, sadece sürdürülebilirlik için uygun bir ortam sağlamakla kalmayıp aynı zamanda ülke genelinde çevre dostu davranışlara olan bakış açısını olumlu yönde geliştirmektedir ve vatandaşların sonuç üzerinde sahip olduklarını düşündükleri kontrolün artırılmasına da sebep olmaktadır. Örneğin, Almanya’da “Das Pfandsystem” olarak bilinen depozito sistemi, plastik ve cam şişelerin geri dönüşüme verilmesi sonucunda insanlara para temin edilmesini sağlar. Hem süpermarketlerde hem de şehir içinde bulunan çeşitli otomatlarla kolaylık sağlayan bu sistem, vatandaşlara öz yeterlik inancı sağlamanın yanı sıra vatandaşların geri dönüşüme karşı pozitif bir tutum geliştirilmesine de yardımcı olmaktadır.

 



Bu noktada Almanya’nın uyguladığı regülasyonların permakültür kavramının ilkeleriyle gösterdiği benzerlik ise Permatürk Vakfı’nın çalışmalarını incelediğimde fark ettiğim bir noktadır. Permakültürün insanı ve doğayı düşünerek bir yaşam tasarlaması, sürdürülebilirlik üzerinden hayat kalitesini ve doğal çevreyi iyileştirmesi, aslında Almanya’da yapılan uygulamaların da temel hedefidir. Ayrıca Almanya, vatandaşlarını da aynı mantaliteye teşvik etmek için çeşitli sistemleri topluma entegre etmektedir. Örneğin, geri dönüşüm yüzeysel bir konu olarak görülse de Türkiye’de geri dönüşüm sistemindeki aksaklıklar, bunun oldukça karmaşık olduğunu ve uygulamada titizlik gerektirdiğini göstermektedir. Öte yandan Almanya’da bu konuyla ilgili katı çalışmalar bulunmaktadır. Bir mahallede, komşulardan bir tanesi bile atığını yanlış dönüşüm kutusuna attığında, atık doğru kutuya atılana kadar çöpler toplanmaz. Bu durum, teoride “attitude toward the behavior” olarak geçen bireyin geri dönüşüme karşı düşüncesinin pozitif yönde şekillenmesine neden olur. Hatta atıklarının ayrıştırılmasına dikkat etmeyen komşulara karşı, dolu geri dönüşüm kutuları sebebiyle olumsuz bir algı ve bakış açısı oluşur. Bu kavram, Planlanmış Davranış Teorisi’nde “subjektif normlar” olarak adlandırılmaktadır.

 



Araştırma yazımın sonunda da belirttiğim gibi, her ne kadar insan davranışı belli bir çerçeveye oturtulup kesin bir şekilde ölçülemese de yapı gereği, insanların davranışlarını tutum, subjektif normlar, niyet ve sonuç üzerinde algılanan kontrol gibi faktörler etkilemektedir. Bu konuyu permakültüre bağlayan nokta ise permakültür prensiplerinin bireylerin doğal çevre ile uyumlu seçimler yapmasını kolaylaştırmayı hedeflemesidir. Buna paralel olarak yaptığım araştırma, aslında permakültürün çevre dostu ülkelerin kalbinde yer aldığını ve bireylerin çeşitli teşvikler yoluyla bu konuda bilinçlenebileceğini gözler önüne sermektedir. Umarım bugünden başlayarak, gelişmiş ülkeleri örnek alarak permakültürün doğa ve insanlık için önemini anlayıp bu yönde yapılan çalışmaları desteklemeye başlarız.


Aybike Koşum

İstanbul Cağaloğlu Anadolu Lisesi


 
 
bottom of page